top of page

Rest in Pieces 
December 2023 - Bilsart
 

"Rest in Pieces" sergisi, sanatçılar Ahmet Rüstem Ekici ve Hakan Sorar'ın ortak bir projesidir. Sergi, Kütahya Domaniç'teki kurbağaların üreme göçü ve Seyitömer Höyüğü'nde bulunan 5000 yıllık kurbağa figürlü arkeolojik nesnelerden ilham alır.
 

Sergi başlığı, "Rest in Peace" (Huzur içinde uyu) ifadesinin bir yapıbozumu olarak "Rest in Pieces" (Parçalara ayrılmış halde yat) anlamını taşır ve serginin parçalara, izlere, ölüme ve huzur bulamayanlara odaklandığını gösterir.
 

Arkeoloji, sanat, tasarım ve yapay zeka, 3D baskı gibi ileri teknolojileri harmanlayan sergi, müze benzeri bir kurguyla kimlik, bellek, iz bırakma ve tarihin anlatım biçimleri gibi konuları sorgular. Amaç, görünmez kılınan hikayeleri ve varlıkları sanat ve teknoloji aracılığıyla görünür kılmaktır. Sergi, taşıma, işbirliği ve dayanışma gibi evrensel temaları da ele alır.

ENG:

The "Rest in Pieces" exhibition is a collaborative project by artists Ahmet Rüstem Ekici and Hakan Sorar. The exhibition is inspired by the breeding migration of frogs in Domaniç, Kütahya, and the 5000-year-old frog-figured archaeological objects found at Seyitömer Höyük.
 

The exhibition title is a deconstruction of the phrase "Rest in Peace," taking the meaning "lie in pieces" and indicating that the exhibition focuses on fragments, traces, death, and those who cannot find peace.
 

Blending archaeology, art, design, and advanced technologies like artificial intelligence and 3D printing, the exhibition questions themes such as identity, memory, leaving a trace, and the ways history is narrated, presented with a museum-like setup. The aim is to make invisible stories and beings visible through art and technology. The exhibition also addresses universal themes such as carrying, collaboration, and solidarity.


Exhibition keywords: Archeology, skeuomorphism, AI generated art, gender

Bir Varış Bir Yokuş / A Journey A Slope

Vision Art Platform
September 2024

Bir Varış Bir Yokuş Sergisi: Ölümün dinginliğinden kalıcılığın kırılganlığına uzanan poetik bir düzlem. Ekici ve Sorar, kültürel mirasın kadim izlerini yapay zeka, 3D seramik baskı, Polaroid'ler ve AI animasyonları gibi çağdaş araçlarla yeniden okuyor. Zamansız sembollerin çok katmanlı dönüşümü, varoluş, temsil ve teknoloji arasındaki ilişkiye dair incelikli bir düşünsel davet sunuyor.
A Journey, A Slope Exhibition: A poetic plane extending from the stillness of death to the fragility of permanence. Ekici and Sorar re the ancient traces of cultural heritage through contemporary tools such as artificial intelligence, 3D ceramic printing, Polaroids, and AI animations. The multi-layered transformation of timeless symbols offers a subtle intellectual invitation to reflect on the relationship between existence, representation, and technology.

ISLAK HACiM / WET AREAS
2022 Bilsart 
Ahmet Rüstem Ekici'nin "Islak Hacim" serisi, Bilsart'ta Fırat Arapoğlu küratörlüğünde "Daimi Bir Akış" sergisi kapsamında (7-17 Aralık 2022) yer aldı. Sergi, beden ve mimari ilişkisini sorgulayarak, özellikle tuvalet mekanlarındaki dönüşümü ve çeşitliliği inceledi. Ekici, yapay zeka ve seramik desenler gibi araçlar kullanarak mimari standartlar ile bedenin benzersizliğini karşılaştırdı ve "akış" ve "değişim" temalarıyla cinsiyet ve kimlik olgularını ele aldı.

 

HAMAM
Augmented Reality Digital Art Exhibition
Galeri Bu Pavilion Galata 2019 
Exhibition Keywords 
Architecture, Gender, Queer Spaces

To read more about Hamam Exhibition LINK

Bir SAUNA Deneyimi - Faz 1 / +18

Süre:  Ortalama 15 dakika 

Ahmet Rüstem Ekici beden ve mimariye dair ilişkileri analiz ettiği serilerine devam ediyor. Hamam sonrasında Sauna ile izleyicisini yeni bir mekan deneyimine sürükleyen Ahmet Rüstem, kuir kültür ve sauna ilişkisi üzerine ortalama 15 dakika süren bir çevrimiçi deneyim kurguladı. 

İlker Cihan Biner'in metni ile birlikte sauna duvarlarına, Ateş Alpar, BeraberCo- Cihan Bacak, İsmet Köroğlu,  Berkin Gülten, Chorus Of Body, Ece Cangüden, Fırat Uran, Hakan Sorar, Hossein Edalatkhah, Mert Çağıl Türkay, Muhittincan, Numan Okutan, Selin Göksel, Şafak Şule Kemancı eşlik ediyor. 

 

2 aşamada sergilenenen sauna serisinin ilk bölümü çevrimiçi olarak sergilendi. 21 farklı alandan oluşan ve 360 derece deneyimlenen sergi, 25 Şubat 2021'de Art50net ve Aredeko sitelerinden eş zamanlı olarak yayınlandı ve 40.000 kişi tarafından ziyaret edildi.

Gerçek bir gay saunanın duvarlarında görülen sanat eserleri, duvar resimleri, müdahaleler gibi  Ahmet Rüstem'in saunasının duvarlarına da 15 sanatçının eserleri eşlik ediyor. Sauna'nın mekan kurgusunu, ilişki sahalarını analiz eden sergi, kılavuz bir ses bir sauna hayaleti ile geziliyor. Sergi için deneyimlediği onlarca farklı saunadan yola çıkan Ahmet Rüstem yeniden sanal olarak inşaa ettiği Sauna serisinde mekan kurgusu ve gay sauna web sitelerinin oryantalist bakış açısına değiniyor. 

 

Bilgisayar, telefon, tablet ve VR Gözlüklerle deneyimlenen sauna sergisi Giriş, Soyunma Odası, Islak Hacimler, Sauna, Buhar Odası, Karanlık Odalar gibi bölümlerden oluşuyor. 

BİR TEKNO-QUEER MEKÂN OLARAK SAUNA

İlker Cihan Biner



“In my secret garden, I'm looking for the perfect flower”

Secret Garden / Erotica

1.
Gitmek, terk edip kaçmak bu dünyadan vazgeçmek demek değil. Hatta bir sığınak arayaşına da karşılık gelmez. Çivileyen, kökleştiren, sabit hale getiren her ne varsa bir köşede bırakıp uzaklaşmak istersiniz. Bu durum hiç kolay olmamakla birlikte çok fazla tehlike de barındırır. “Nereye gideceğim?” sorusu hüzünlüdür. Fakat bedeni saran heteronormatif kabuklar yoğunlaştıkça aniden ataerkil toplum denen karanlık kuyudan kaçmak kaçınılmaz hale gelir. Cinsel arzuların taşkınlığı, başkalarına dokunma isteği kabuğu aşındırmaya başlar. Kaçmak kapılar açar. Nefesi kuvvetlendirir. Yalnız yol uzun, mücadele çok katmanlı. Nerelere, nasıl kaçıldığı önemli.


2.
Kentin muhtelif yerlerinde gizlenmiş kimi saunalar için kaçış mekânları diyebiliriz. Bedenlerin birbirine karıştığı, temasların yoğunlaştığı bu mekânlar ikili cinsiyet egemenliğinin ötesine uzanan, köklenmenin, sabitleşmenin kırılabilir hale geldiği sahalara dönüşür. Ahmet Rüstem Ekici Hamam sergisinden sonra Sauna ile devam etmesi tam da bu mekânların queer dünyalar inşa edebilmesinin ihtimaline işaret ediyor. Sanatçının dijital olarak kurguladığı mekâna gizem kavramı hâkim. Fakat bu mefhum her zaman bulantılı, seyirlik, egzotik formlar anlamına gelmez.


Dijital mekân içinde Locker Room, Buhar Odası, Orgy Room, Islak Hacimler gibi pek çok bölüm var. Gizem kavramı bir aradalığın/kolektifliğin altını çiziyor. Bu açıdan Sauna etkileşim mekânı. Karanlık odada temas, ıslak yüzeylerde beliren cinsel arzular? buhar odasındaki beden imgeleri pek çok queerin deneyimini görünür kılıyor.


Ahmet Rüstem Ekici'nin bu dijital çalışmasının başka bir anlamı daha var.
Bir saunaya maddi olarak giriş yaptığınız zaman duvarlara dokunabilir, mekânın kokusunu içine çekebilir ya da daha pek çok deneyime karışabilirsiniz.


Lakin dijitalde böyle bir imkan yok. O halde sanatçı niçin bu kurguya girişiyor?


Sauna sergisi maddi olanla olmayanın kesiştiği düzlemde buluşuyor. Yani bir anlamda bu dijital mekânı bütünüyle inceleme, analiz edebilme fırsatı bulurken aynı zamanda queer cinsel deneyimlere tanıklık etmiş oluyoruz. Nitekim sanatçı göz ardı edilen, itilen, bastırılmaya çalışılan pek çok cinsel pratiğin izini bu mekâna kaydederek yeni bir hafıza formu yaratıyor. Duvarlarda sekiz farklı sanatçıdan resimlerin/çizimlerin, fotoğrafların yer aldığı saha bütünüyle dalgalanan, doğrusal olmayan bir sanat demokrasisini imliyor. Bu demokratik biçim queerin gezinen, sürekli sapan, ezber bozan kavram olmasıyla ilişkili olarak Sauna çalışmasının tekno bağlantılarla ortaya çıkmasına kapı açıyor. Sanatçının geliştirdiği bu metotla beraber sadece cis-gaylerin cinsel deneyimlerinden oluşmayan Lgbtiq+ bedenlere de kapı açan yerler için her daim sınır aşımından söz edebiliriz. Böylelikle Ahmet Rüstem Ekici'nin hafıza mekânını kurarken temsilden uzak durma gayreti bir mücadeleyi göstermekle birlikte kapsayıcı olma gücünü taşıyor.

Son olarak; Hamam sergisi sonrası Sauna ile sanatçının görsel hikâye anlatıcılığı devam ediyor. Şimdi bu çalışmaların etkisine dair Lale Müldür'ün bir şiiriyle bitirelim;



"Ah ben gidiyorum bilmediğim bir yere


Sizin hiç bilmediğiniz


Uçarak mı gidiyorum kaçarak mı?


Siz takip mi ediyorsunuz etmiyor musunuz?


Makyajım uçuyor gözlerimden


Güçlü bir rüzgar esiyor


Elbiselerim uçuşuyor


Kar başlıyor yağmaya


Ah ben gidiyorum bilmediğim bir yere


Bir yere sizin hiç bilmediğiniz."


Manyetik Uyarım

Yapı Kredi Yayınları

Ultra-zone’da Ultrason

Lale Müldür

GYNAECEUM / KADINLAR MAHFİLİ
Duo Exhibition Antonina Sanat Galerisi, 2018

Exhibition keywords Architecture, Gender, Byzantine Women

To read more about Gynaeceum Exhibition LINK

bottom of page